YAĞMURDAN KAÇARKEN DOLUYA TUTULMAK
Prevert’e ait olduğunu sandığım ‘’Zaman onu öldürmeye çalışanlara hayatı dar eder’’ deyişini son günlerde sık sık hatırlıyorum. İçinde yaşadığımız günler ve olumsuzluklar; geçmişte zaman öldürmenin, geleceği düşünmeyip gerekli tedbirleri almamanın sonuçları hep… Bugünkü devlet yapımızın işgöremez hale gelmesi de cumhuriyetin devlet yapısından, bilgi ve birey çağının devletine dönüşmemekten kaynaklanmıştır.
Bugün kamu kesiminin ve kamu ekonomisinin yeniden ve çok acil düzenlenmesine ihtiyacımız var. Çok geç kaldık bu konuda… Belki 20-30 yıl geç kaldık…
Demokratik otoritenin nasıl oluşturulacağı; bu otoritenin temsilcisi olan devletin amaçlarının, araçlarının, iş görme biçimlerinin, gelirlerinin, giderlerinin, görevlerinin sayısının ve kalitesinin ve en önemlisi devletin nasıl bir piyasa ekonomisine dayandırılacağı konularının, hep birlikte ve bütünleşik bir model halinde ele alınması gerekiyor.
Bu konularda geçmişte olduğu gibi bugün de zaman öldürüyoruz, zaman kaybediyoruz. Eğer derhal kamu kesimini ve kamu ekonomisini bu anlamda yeniden düzenleyemez ve işletemezsek; mevcut devlet yapısı ve işleyişi toplumsal yapıyı ve onun dayandığı piyasa ekonomisini, belki de düzeltilemeyecek biçimde bozacak. Bu keşmekeş içinde; iyi niyetli gayretler bile olumsuz sonuçlar doğurabilecek…
Ekonomide devletçilikten, üretimde devlet mülkiyetinden uzaklaşma gibi bir doğru gidiş, farkında olmadan piyasada tekelciliğe doğru çok hızlı bir yanlış gidişin de başlangıcı oldu…
Eğer bu böyle devam ederse, korkarız ki yağmurdan kaçarken doluya tutulacağız. Bu sayıdaki araştırmamızda da görüleceği gibi; ülkemizde tekelleşme oranı ABD’den de, AT ülkelerinden de daha yüksek…
Bu böyle devam ederse; piyasa ekonomisinden beklenen sosyal ve ekonomik faydalar uçup gidecek… Rekabet yok olacak, ekonomi felç olacak.
Rekabetçi bir piyasa ekonomisinden beklenen düşük maliyetler, yüksek verimlilik, üretkenliğe ve yaratıcılığa bağlı gelir dağılımı, yüksek gelir ve tasarruf oranı, hepsi kaybolacak… Belki de; ekonomik demokrasinin ucu kaçınca, siyasi demokrasinin varlığı tehlikeye girecek.
Bütün bunlar kehanet değil, çok seyredilmiş bir film bu…
Bu konuda; perşembenin nasıl geleceği çarşambadan bellidir. Ama ele alınacak tedbirler de bellidir.
-Ekonomide devletçilikten çözülürken, tekelci bir piyasa ekonomisine bağlanmayalım.
-Devletçilikten kaçarken tekelciliğe yakalanmayalım.
-Yağmurdan kaçarken doluya tutulmayalım.
(Temmuz 1993)
“YAĞMURDAN KAÇARKEN DOLUYA TUTULMAK” için bir yorum